Gaziantep’in han ve bedestenleri hem turizme hem ticarete katkı saÄŸlıyor
|Gaziantep'te geçmiÅŸte kent hayatında önemli yer tutan han ve bedestenler, restorasyonlar sayesinde canlılığını koruyor.İnÅŸa edildikleri dönemde güvenlik gerekçesiyle çoÄŸu Gaziantep Kalesi civarında yapılan ve genellikle iki katlı olarak tasarlanan Lala Mustafa PaÅŸa (Hışva), Zincirli Bedesten, Çekirdekçi, Tütün, Kemikli Bedesten, Tuz, Millet, Åžire, İnceoÄŸlu, Gümrük, Kürkçü, Maarif ve Anadolu hanları ile Yeni ve Bayaz Han halen ayakta duruyor.Kente asırlardır katkı saÄŸlayan tarihi yapılar, yöresel ürünlerden tekstil ve hediyelik eÅŸyalara kadar çeÅŸitli ürünlerin satışının yapıldığı merkezler olarak iÅŸlevini sürdürüyor.BüyükÅŸehir Belediyesi Gazi Kültür AÅž Genel Müdürü ve Gaziantep Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü ÖÄŸretim Üyesi Prof. Dr. Halil İbrahim Yakar, AA muhabirine, kentte yapım tarihi en eski olan yerin Lala Mustafa PaÅŸa Hanı olduÄŸunu söyledi.Gaziantep'te geçmiÅŸten bugüne 13 han ve iki bedesten kaldığını aktaran Yakar, bunların çoÄŸunun ticaret ve konaklama iÅŸlevini karşılayacak ÅŸekilde tasarlandığını anlattı.Yakar, hanlarda bir dönem tekstil üretimi de yapıldığını ifade ederek, '16. ve 17. yüzyılda ÅŸer'iye sicillerinde kaydedilmiÅŸ olan terekelerde tekstil malzemesi ve boyahane, hallaç ve bezzaz gibi iÅŸ kollarının adları geçmektedir. Bu dönemde Antep, tekstil ticaretinin merkezi olan Halep'in tekstil üretimine alternatif olmaktaydı. Åžer'iye sicillerinde tezgahlarda dokunan ürünleri, Halep'e götürüp üreticiler adına satan tüccarların varlığına rastlanmaktadır. Antep'te üretilen mallar Halep yoluyla Irak'a veya Akdeniz kıyılarına taşınmaktaydı.' diye konuÅŸtu.'Ticaret arttıkça han yapımı artmıştır'Åžehrin asırlardır ticaretiyle adından söz ettirdiÄŸine dikkati çeken Yakar, bunun hanların sayısını da arttırdığını belirterek ÅŸunları kaydetti: '17. yüzyılda Osmanlı'nın birçok bölgesinde ayaklanmalar ve iç karışıklıklar sürerken Antep'te ticaret yapılarının sayısında artış olmuÅŸtur. Kemikli Bedesten, Mecidiye Hanı, Tuz Hanı, Åžire Hanı gibi yapılar bu dönemden sonra inÅŸa edilen büyük hanlardır. Åžehrin 17. yüzyılda da diÄŸer bölgelerin aksine ticaretteki canlılığını devam ettirme sebebi, SüveyÅŸ Kanalı'nın inÅŸasına kadar Anadolu'yu Basra Körfezi'ne baÄŸlayan ticaret yolları üzerinde bulunmasıdır. Bu bölgelere dağıtımı yapılacak deÄŸerli malların satışı, depolanması, korunmasının saÄŸlanması için büyük yapılara duyulan ihtiyaç bu tür fonksiyonları içeren han, bedesten gibi büyük yapıların sayılarının artmasına neden olmuÅŸtur. Kentteki ticaretin yoÄŸunluÄŸunu o devirde inÅŸa edilen han sayılarından anlamak mümkündür. Hanların konumları incelendiÄŸinde Antep'in ticaret merkezini oluÅŸturdukları görülmektedir.'Yakar, han ve bedestenlerin 19. ve 20. yüzyılda yenilenerek bugünlere kadar ayakta kalmasının saÄŸlandığına iÅŸaret ederek, ÅŸu an yapıların hem ticarete hem de turizme hizmet ettiÄŸini dile getirdi.Kente gelenler uÄŸramadan dönmüyorZincirli Bedesten'de iÅŸ yeri bulunan Ekrem Sebzeci de bedestenin salgın öncesi çok yoÄŸun ziyaretçi aldığını, Kovid-19 sürecinde ise sayının azaldığını söyledi.Sebzeci, salgının bitmesinin ardından yeniden hareketlenme beklediklerini kaydetti.Fatih Gökgöz de bedestenin 3 kapılı ve T ÅŸeklinde olduÄŸuna dikkati çekerek, 'Kentte mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri. Pandemi öncesi turistlerin, turların mutlaka geldiÄŸi bir yerdi. Ziyaret etmeden gitmezlerdi. Her zaman ilgi olan bir yer. İnÅŸallah eski günlere dönmeyi bekliyoruz.' dedi.Ziyaretçilerden Arzu Tamer ise bedestenin tarihi atmosferinin kendisini etkilediÄŸini ve çok sevdiÄŸini belirterek, herkese ziyaret etme tavsiyesinde bulundu.
Bir önceki yazımız olan Anadolu Üniversitesi 'Ahmet Yesevi'den Yunus Emre'ye' başlıklı panel düzenleyecek başlıklı makalemizde Ahmet Yesevi, Anadolu Üniversitesi ve Cumhurbaşkanı hakkında bilgiler verilmektedir.