Kültür Sanat Haberleri 2021, Kültür Sanat Haberleri Siteleri

‘Fatih’te Geçen Bir Ömür’ etkinliÄŸi

Prof. Dr. Abdullah Uçman, Fatih Belediyesi tarafından çevrim içi düzenlenen 'Fatih'te Geçen Bir Ömür' isimli etkinliÄŸe konuk oldu.Osman H. Özsoy moderatörlüÄŸündeki etkinlik, Fatih Belediyesinin sosyal medya hesaplarından canlı yayınlandı.Uçman, İstanbul'a üniversite eÄŸitimi için geldiÄŸini ve 50'li yılı aÅŸkın bir süredir Fatih'te yaÅŸadığını belirterek, 'Üniversiteye baÅŸladığımda, Kıztaşı'nda daha önce Komünizmle Mücadele DerneÄŸi olan binayı pansiyon haline getirmiÅŸlerdi. Orada bir tür pansiyoner gibi kalmaya baÅŸlamıştık. Abdülkadir Özcan, Davut DoÄŸan ve Fahri Babalı'nın da aralarında olduÄŸu 6-7 kiÅŸilik bir grup olarak orada kaldık.' dedi'Marmara Kıraathanesi çokça uÄŸradığımız mekanlardandı'Daha sonra öÄŸrencilik yıllarında Karagümrük ve NiÅŸanca'da ikamet ettiÄŸini aktaran Uçman, ÅŸunları kaydetti: 'Havaların iyi olduÄŸu günlerde Edirnekapı'ya çıkar, surların üstünde dolaşırdık. Åžimdi çok deÄŸiÅŸti. Vatan Caddesi'nden Edirnekapı'ya doÄŸru uzanan yol üzerinde sahabe-i kiramdan Abdurrahman PaÅŸa'nın kabri vardı. Hem sahabeden hem nasıl paÅŸa olur diye düÅŸünürdüm. Sonraları öÄŸrendim. Eyüp Sultan'a sultan unvanı halk tarafından verilmiÅŸ. Fakülteden mezun olduktan sonra rahmetli Mustafa MiyasoÄŸlu'yla beraber Hüsrev PaÅŸa Türbesi'nin bulunduÄŸu sokakta bir apartmanda oturduk. ÖÄŸrencilik yıllarımızda Marmara Kıraathanesi çokça uÄŸradığımız mekanlardandı. Caddeye bakan pencerenin önünde büyük bir masa bulunurdu. Rahmetli Ziya Nur Aksun ve Erol Güngör orada olurdu. Ziya AÄŸabey konuÅŸurdu, dinlerdik. Haftanın hemen hemen her gecesi açık olurdu. O yıllardaki kültür mahfillerinden biri de Çarşıkapı'daki Kubbealtı Akademisi'ydi. Orada da salı ve perÅŸembe akÅŸamları seminerler olurdu. Orada da çok önemli isimleri dinleme fırsatı bulduk. Orası da bir tür açık üniversite gibiydi.'Abdullah Uçman, Fatih türbedarı Ahmet AmiÅŸ Efendi'nin 'Fatih, İstanbul'un Medine'sidir' sözünü hatırlatarak, Fatih'in Osmanlı'dan bu yana alimlerin ve ÅŸairlerin ÅŸehri olarak adlandırıldığını ifade etti.Fatih Camisi haziresinde Türk İslam tarihinden önemli zatların medfun olduÄŸuna dikkati çeken Uçman, sözlerini ÅŸöyle sürdürdü: 'İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde okurken Erol Kılınç, Sedat Yenigün ve ben Milli Kültür Vakfında burs almak için bir sınava girmiÅŸtik. İmtihanı kazandık ve 1 yıl oradan eÄŸitim bursu aldık. Ay başında parayı alır almaz doÄŸruca gidip kitap alırdık. Çok hatıralarımız var. Fatih'te ilgimi çeken yerler arasında Nesih Mehmet PaÅŸa Camisi, Küçük Mimar Sinan Mescidi ve Kenan Rıfai Dergahı bulunuyor. Ben İstanbul'a geldiÄŸim zaman okulu bitirip diplomamı alacağım ve tayinim çıkınca bu ÅŸehirden ayrılacağım diye düÅŸünüyordum. Ancak kader izin vermedi. İstanbul'a aidiyet duygusuyla alakalı hislerim İstanbul'u keÅŸfetme arzusuyla baÅŸladı. EÅŸim İstanbul Üniversitesi Nadir Eserler Kütüphanesi'nde memur olarak çalışıyordu. Yaz aylarında zaman zaman yanına uÄŸruyorum. Bir gün eÅŸim 'Seni bir Amerikalıyla tanıştırmak istiyorum' dedi. Benden daha genç bir Amerikalının Kur'an-ı Kerimin tasavvufi bir tefsirini yazma bir eserden okuyor ve bunun üzerine doktora yapıyordu. Kültür bakımından biz nerdeyiz sorusunun cevabı bu örnek aslında.'Uçman, Fatih'in her açıdan zengin bir semt olduÄŸuna iÅŸaret ederek, Türk edebiyatında da Fatih'in çok önemli yeri olduÄŸunun altını çizdi.

Bir önceki yazımız olan Randevu İstanbul Uluslararası Film Festivali'nden TRT'ye 'Kültür ve Sanata Katkı Ödülü' başlıklı makalemizde Film, Film Festivali ve İstanbul hakkında bilgiler verilmektedir.

Add a Comment

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir